Türkiye'de ki İlk Söz Paylaşım Sayfası..


Blog

08.09.2013 23:20

Aklım Karakış / Kahraman Tazeoğlu

 

 
ben seni yaralarından tanıdım
ecelime son kurşundun deli davalım
n'olur bulutsuzluğuma darılma
dudağında bizi gül
kıyametime adım kala
beni senden alma

aklım kara kış
ellerim seni üşüyor
bugün günlerden soğuk

Ben aysız gecelerde
çocukluğuma mektup yazardım
ah çocukluğum kağıt gemilerim
düşlerim dudaklanıyor

sesin kokuma gizli
yıldızları sönük gecelerde
dilime yağmursun

gözlerini uyuyorum her gece
bu kent içimin bahçesi
gemilerim çözülüyor yüreğine
ellerinle okşuyorsun
bilmiyorsun
kendi bakışlı kız
ömrümün kırçıl masalısın
uçurumlar vaadetme bana
yaralısın...

 

—————

08.09.2013 23:07

Öldükten Sonra / Muzaffer Tayyip Uslu

 

Öldükten Sonra

Diyecekler ki arkamdan
Ben öldükten sonra
O, yalnız şiir yazardı
Ve yağmurlu gecelerde
Elleri cebinde gezerdi
Yazık diyecek
Hatıra defterimi okuyan
Ne talihsiz adammış
İmanı gevremiş parasızlıktan

—————

08.09.2013 23:06

Ölümü Düşünmek / Muzaffer Tayyip Uslu

 

Ölümü Düşünmek

Mümkün mü ağlasın annem
Mezarımın başucunda
Ben sesimi çıkarmıyayım
Hayırsız bir evlat gibi

Bir bulut uçsun da
Ben başımı kaldırmıyayım
Yağmur dindikten sonra
Gezinmiyeyim caddelerde

Ah, mümkün mü bir güzel kadın
Geçsin de yanımdan
Ben seyretmiyeyim
İçimi çekerek

—————

08.09.2013 22:51

Cahit Sıtkı Tarancı Sözleri Karışık

Memleket isterim Ne başta dert ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede, Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

Bir kere Misafire çıkmış adın; İstesen istemesen gideceksin.

Ne belli yerim var, ne de sevdiğim biri Sürünüp gidiyorum…

Kuruyan sular gibi zamanı da kaybettik.

Yaş otuzbeş yolun yarısı.

Gönül tanrısına der ki, her mihnet kabulüm, yeter ki gün eksilmesin penceremden.

Evet hatırladım Küçük basit şeyler Yetiyor kederlenmeye Ya mutluluğa ?


Elimde Türkçe gibi güzel bir silahım var.

Aşık dediğin Mecnun misali kör.

Neden sonra farkına varıyorsun, etrafındaki korkunç ıssızlığın; yar olsun dost olsun ne arıyorsun, adresi belli mi vefasızlığın.

İstemem o dehşet gün gelip çatsın. Bana kimseler anam kadar yansın.

Desem ki. inan bana sevgilim inan, evimde şenliksin, bahçemde bahar; ve soframda en eski şarap.

Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış...

Memleket isterim yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikayet ölümden olsun.

—————

08.09.2013 14:59

Acıyı Aşka Yama Yaptım

Bitiyor zaman. 
Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor. 
Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler. 
Sen-ben savaşında imtiyazsız yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi. 
Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim. 
Bilirim, acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren. 
Ömrümü ömrünün ardında sürüyen... 
Aynaları kırıldı mutluluğumun. 
Söz dinlemeyen yanımı artık çok iyi tanıyorum. 
Ayağım takılıyor bir acıya ve yokluğunun üstüne düşüyorum. 
Hala üşüyorum... 
İğne deliğinden geçiriyorum sevdayı. 
Sen oluyor nakışımın adı. 
Bir an sen oluyorum anlayışsız, vurdumduymaz... 
Sonra bana dönüyorum. Bak hala ağlıyorum... 
Harf harf işlerken kelimelerimi, 
şimdiden yerleştiriyorum acılarımı parmaklarımın ucuna. 
Son düşen cemreyi de ayırıyorum payıma. 
Kapatıyorum gözlerimi. 
Hadi git yâr, geldiğin gibi. 
Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi. 
Anlamadım yâr Sen mi yâr olmadın yoksa ben mi yarenlikten uzaktım? 
Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş? 
Hangi şarkıda yarım kalmıştı notamız? 
Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun?

 

Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi, 
hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili. S 
ana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor. 
Yok, mu önümde senden gayri gidecek bir yol? 
İçim yine aynı mısra'ları tekrarlıyor.. 
Yamaçlarımda senli güzel düşerim var 
Ama düşlerime damlayan zehir de sensin yâr 
Bulamadım yâr. 
Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım. 
Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım. 
Ben acıyı aşka yama yaptım. 
Hafife almadım duyuları. 
Kuytu köşelerde ölümüne besledim sevdayı. 
Acıydı bildiğim aşkın ön adı. Hiçbir şehre sığmadı yüreğim. 
İstanbul sen de yüreğimi ayaklarına doladın. 
Ve sen düştün ben kanadım. 
Ezildim, yarama yine koskoca bir kenti bastım. 
Büyük bir uykudan ibaret sandım satırlarda yaşamayı. 
Kelimeleri vurdum kumsallara. 
Canımı ağrıttım ardında. 
Ve bir taş daha attım içimin karanlık dehlizine. 
Hüzün meskenine kilitli aşk hangi makamı kabul ediyordu ki sözlerine? 
Hangi yaram düşlerimi sana vurduğumda acı damlatmıyordu? 
Gerçeğimde olmayan yâr gönlümden git! 
Hadi git! Ben sarsılan bir şehrin enkazı olmaya razıyım. 
Ben, yine kâbuslar saklarım yatak başlarımda. 
Ve sana şiirler biriktirmekten vazgeçerim. 
Sessizliğimin sesini dinlerim bir sonbahar sabahında...

 

 

 

—————

08.09.2013 14:59

Akıllı Kadınlar

Akıllı kadınlar neden yalnızdır? Cevabı uzun… ama erkek egemen toplumlarda çok normal. Adeta bir kural. 
Televizyonla beslenen, medyatik refleksli toplumumuzun bazı erkekleri, gücün ve iktidarın karşı cinse geçmesi halinde çıldırıyor. Bir aşağılık kompleksi durumu yani… cennet anaların ayakları altında deyip, kadın döven zavallıların düştüğü acz… 

Erkek hep zeki kadından hoşlanır ama zamanla bu zeka yarışında yenilince kızar, küser ve ağlar. Tıpkı yenilgiyi hazmedemeyen bir çocuk gibi. Zeki kadınlar erkeklerin çocuk alt beyinlerinin gelişmediğini bilirler. (gelişmez çünkü doğurganlık yoktur) Şirket sahibi, yönetici hatta başbakan bile olsalar “aslında” onların hiç büyümeyen bir çocuk olduklarını unutmazlar ve akılları sayesinde her zaman onların istediğini yapıyormuş gibi davranıp, kendi yasalarını uygularlar. Zavallı erkek, iktidarın hep kendisinde olduğunu sanır. 

Akıllı kadınları yanlarında taşımaktan hoşlanan erkekler, zamanla onlardan kaçmanın yollarını ararlar. Çünkü kadın zekasıyla üstünlüğü ele geçirmiştir. Erkekse kendini eksik ve iktidarsız hisseder. Hem akıllı kadından hoşlanır, hem de akıllı kadından korkar ve kaçar. Yaşadıkları ilişki boyunca yanındaki sevgililerinin zekasıyla övünürken, o zeka kendilerine karşı kullanıldığında öfkeden çılgına dönerler ve hatta kaba kuvvete başvururlar. Bu yüzden akıllı kadınlar hep yalnızdır.

Erkeği onu kandırdığını sanırken, o çoktan ilk kaçamağı yakalamıştır. Telaş yoktur. Çünkü derinlere sessiz inilmelidir ki korkup kaçan olmasın. Bunu düzgün sevdikleri için yaparlar. Amaçları rezil etmek değil, kendisine yapılan haksızlığı tam ve doğru olarak bilme hakkını elde etmektir. Yarım yamalak nefretleri sevmez akıllı kadınlar. Öfkesine değecek düşmanlar lazımdır onlara… 

Akıllı kadınlar her şeyini verir ve her şeyini alır. Acıları boylarını aşsa da gıkları çıkmaz. Dillerinde pişmanlık cümleleri dolaşmaz. Kendine olan saygılarını ve ayaklar altına almadıkları gururlarına sahip çıkarlar. Kan kusarlar ama kızılcık şerbeti içtiklerini söylerler. 

Akıllı kadınlar erkeklerini başkalarına ezdirmezler. Kendileri ezerler. Bunu gururlarını incitmeden yapmaya çalışırlar ama sonunda hep haksız olan onlar olur. Onlar önce susar, sonra sorgular, ondan sonra da cevap verirler. Sustuklarında dillerini dikenli tellere dolar, konuşunca önce kendileri kanarlar… 

Akıllı kadınların “konuşacak çok şeyleri olduğu için suskunlukları da büyük olur” Akıllı kadınlar kendini ezdirmez. Akıllı kadınlar salağı oynayamaz. Akıllı kadınlar kendilerine haksızlık etmez. Akıllı kadınlar “mış” gibi yapmaz. Akıllı kadınlar aşıkken de akıllıdır. Bu yüzden hep yalnız kalırlar.

—————

08.09.2013 13:55

Necip Fazıl Kısakürek 3

 

  • Ben geçmişimi dürdüm, büktüm ve kaldırıp çöpe attım, bu çöpleri ise ancak; kediler ve köpekler karıştırır!
  • Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten/ Affet, Senden habersiz aldığım her nefesten.
  • Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan. Beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan ...
  • Ey düşmanım, sen benim ifâdem ve hızımsın; Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lâzımsın!
  • Allah bir! demektense ecel teri dökerken; ölüversem, beklenmez anda Allah bir erken...
  • Akıldan büyük nimet, zekadan da ağır yük tanımıyorum.
  • Çok sıkıldıysan hayattan, bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir ; Yaşamak güzeldir.
  • Ölüm her aklına geldiğinde 'Ah' edip 'Vah' edip inleme; Bu halinle Rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; O geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın.
  • Ey bir aileye bile hükmedemeyen ilerici. Üç kıtaya, yedi denize hükmeden ecdadın mı gerici?
  • Yum gözünü, kalbine her an yokluğu üfür ! Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür...
  • İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa imha için de o kadar cehalet kafidir...
  • Yusuf baştan aşağı iffet olduktan sonra, Züleyha baştan aşağı afet olsa ne yazar.
  • Sokak Lambası gibi olma ey yar . Kime yandıgın belli olsun.
  • Ya İslamla yükselir,ya inkarla çürürsün, Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün.
  • Savaşın ortasında komutansız kalmaktır, babasız kalmak.!
  • İslamiyet Avrupa'dan Gelse Müslüman Olacaksınız .. !!
  • Tanrı sizi korusun, bizi Allah korur.
  • Bir namazım, bir duam, birde eski seccadem, hepsi hepsi bu kadar, işte benim sermaye.
  • Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen ; Hem yolunu kaybedersin, hem dostunu!
  • Ölürsün...kapanır yollar geriye ben mezarla sırdaş olur,beklerim varılmaz hayale işaret diye toprağında bir taş olur beklerim.
  • Yön yön sarılmışım ne yana baksam, Sarılan olur da saran olmaz mı? Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam, Geçip de aynaya soran olmaz mı?
  • Diyorlar Bana, kalsın şiirde sözde yerde , Sen araştır, göklere çıkan merdiven nerde.
  • Ya Allah'a baş eğer hiç kimseye eğmezsin,ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin.
  • Her Ağızda, Her Telde Fanilik Dırıltısı , Sonunda Tek Bir Şarkı, Tabutun Gıcırtısı !!
  • Gözüm, aklım, fikrim var deme hepsini öldür Sana çöl gibi gelen, o göl diyorsa göldür...
  • Bazı İnsanlar Alçak Gönüllüdür, Bazılarıda Alçak Olmaya Gönüllüdür .. !
  • Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı; Elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı!
  • Bu dünyada renk,nakış,lezzet ne varsa küsüm; Gözümde son marifet,Azraile tebessüm.
  • Hayatın çilesine tahammül gerek, Değil mi ki sefa ile cefa müşterek. Sizce ağlamak için gözyaşı mı gerek? Bazen dertliler de ağlar ama gülerek...

—————

08.09.2013 13:55

Necip Fazıl Kısakürek / Bilge Adam Sözleri

 

  • Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan çürür.
  • Zamanın çarkları sizi yürütüyor, zamanın çarkları beni öğütüyor..
  • İnsanın Kazandığı Paradan Değil, Paranın Kazandığı İnsandan Kork.
  • Armut Deyip Geçmeyin, Onun İlk Hecesi Çoğu Kişide Yoktur!
  • Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen; Değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın...
  • Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret,Ebedi bir yaşam için gayret yok hayret.
  • Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
  • Bana çağdışı diyorlarmış. Ne büyük bir onur! Ben bu çağın dışında kalmayayım da, içinde mi boğulayım.
  • Geçti, istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar?
  • Ömür ağaç dalında savrulan bir yapraktır; Ne kadar genç olursan ol sonun kara topraktır!
  • Yüz daha versen yüz uman yüzler bilirim.. Yokuşlara kardeş olan düzler bilirim ..Dünya öküzün üstünde derler ama; dünyanın üstünde nice öküzler bilirim !...
  • İnsanı Olgunlaştıran Yaşı Değil, Yaşadıklarıdır..!
  • Hayatımızın Yarısını Uyuyarak Geçiriyoruz, Diğer Yarısınıda Uyutularak...
  • Adam olmak cinsiyet meselesi değil, şahsiyet meselesidir.
  • Ölüm herkesin başına gelir, ama geç ama erken.. Ya kazanırken, ya da kazandığını yerken.
  • Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.
  • Benim ayağımın altıda müsait başımın üstüde nerde olacağını sen belirle...
  • İnsanlar ikiye ayrılır; vaktini beşe ayıranlar, vaktini boşa ayıranlar.
  • Gençlik... Gelip geçti... bir günlük süstü; Nefsim doymamaktan dünyaya küstü.
  • Yalnızım Diye Üzülmüyorum.. Çünkü Biliyorum, Yalnız İnsanın İhanet Edeni de Olmaz ..!
  • İçimizde bu kadar perişan hâle getirilmeseydik; Dışımızda bu kadar hürmetsizliğe uğramayacaktık.
  • Neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık, anladım ki yok Allahtan başkasına yakınlık..!
  • Siz hiç bir sarrafın bağırdığını duydunuz mu? Kıymetli malı olanlar bağırmaz.
  • Önüne Gelenle Değil, Seninle Ölüme Gelenle Beraber Ol.
  • Sabır, çekilen şeyi duymamak değil, ona dayanmayı bilmektir.
  • İki insan çeşidi vardır. Zaman geçtikte hatalarıyla yüzleşen! Zaman geçtikçe YÜZSÜZLEŞEN.
  • Veren de O Alan da O, Nedir Senden Gidecek ? Telaşını Gören de, Can Senin Zannedecek.
  • Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti, İyi insanlar iyi atlara binip gitti.

—————

08.09.2013 13:54

Necip Fazıl Kısakürek Devamı

 


  • Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar,Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar.
  • Elindeyse zamana, dur, geçme diye dayat.! Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat.
  • Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.
  • Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak, hiçbir şey bizim değil.
  • Allah Var Fakat Bizim Ondan, Yalnız Sorulduğu Zaman Haberimiz Var!
  • Sonunda 'eyvah' diyeceğin şeylere, başında 'eyvallah' deme. Pişman ol fakat pişman ölme.
  • Dün geçti bugünü düşünüyorum, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölenler hep ihtiyar mı?
  • Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur.
  • Af var diye işlenen suçtan vicdan burkulur; Affı sigortalayan hayâsızdan korkulur...
  • Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; Nihayet döne döne aynı noktaya vardım.
  • Ellerime uzanan dudakları tepeyim, ALLAH diyen gel seni ayağından öpeyim!
  • Ölecek miyim, tam da söyleyecek çağımda, Söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda.
  • Ayağın taşa takıldığında "Allah kahretsin" bile dememelisin, Dua etmelisin ki taşa takılan bi ayağın var...
  • Hakim sakalı uzamış Necip Fazıl'a "Maymuna dönmüşsün Necip" demiş. Necip Fazıl duvara dönerek "Şimdi de duvara döndüm.
  • Camiye dikey olarak gel, yatay olarak zaten geleceksin!.
  • Ne azap ne sitem yalnızlıktan... Kime ne; aşılmaz duvar bendedir. Süslenmiş gemiler geçer açıktan, Sanırım, gittiği diyar bendedir. Yaram var, havanlar dövemez merhem, ......Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem, Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem, Yollar ki, Allaha çıkar, bendedir.
  • Kadından kendisinde olmayanı isteriz; Hasret yerinde kalır ve biz çekip gideriz.
  • Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
  • Hep nefis çıkar karşıma, ölüp ölüp dirilsem; İnsandan kaçmak kolay, kendimden kaçabilsem.
  • Benim istediğimi Allah istemiyorsa, konu kapanmıştır.
  • An Oluyor Bir Garip Duyguya Varıyorum ; Ben Bu Sefil Dünyada Acep Ne Arıyorum ?
  • Verirler " ben acizim , kudret senin" dedikçe... Verenin şanı büyük ,sen iste istedikçe..!
  •  

 

—————

08.09.2013 13:54

Necip Fazıl Kısakürek Sözleri Devamı 2

 

  • Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; Ne kendisine yâr, ne kimseye yâr, Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr, Gölgemin peşinden yürür giderim.
  • Uğruna ölmekse seni yaşatmak bin kere ölürümde adına leke sürdürmem, Gururdur namustur bayrak ve sancak, aksada kanım zalimi güldürmem!
  • Ölüm Zorların Zoru, Yaşamak Ondan da Zor!
  • Evdeki hesabımız bile çarşıya uymuyorken, ahiret hesabımızın vay haline.
  • Seni affetmek hayatımın en büyük hatasıydı. Nerden bilebilirdimki. Katilini affedersen seni yine öldüreceğini..
  • Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla! Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla.
  • Başım çığlıklı bir çocuk, onu nasıl avutsam? Ne yapsam da ölümü bir saatcik unutsam ?
  • Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; Dünya beş para etmiyor..
  • Öz anne-babasını huzurevine gönderip, evde kedi köpek besleyen insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz...!
  • Öyle Ucuz Değil Gül Koklamak... Gül Tutan Ele Diken Batmalı... Bir Aşka Gönül Veren O Aşkın Kapısında Yatmalı!
  • Kişiye göre davranacaksın, küçükle küçük olacaksın hatta; Ama seviyesizin seviyesine inecek kadar düşmeyeceksin hayatta..
  • Chp bir parti değil. Türk'e dinini, dilini, ve özünü kaybettirmeye memur, bir katliam müessesesidir.
  • Dağı Tanıyan, Nasıl Tanımaz Uçurumu? Madem ki Yükseliş Var, İniş Olmaz Olur mu?
  • Patiska kefen çürük teneşir isli kazan. Minarede "ölü var!" diye bir acı salâ... Er kişi niyetine saf saf namaz... Ne alâ! Böyledir de ölüme kimse inanmaz hâlâ! Ne tabutu taşıyan ne de toprağı kazan...
  • Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
  • Bu kasvet dünyasında kalmadı özlediğim, namaz vaktinden başka, anını gözlediğim .
  • Ne başını kapat, altını göster; ne altını kapat, üstünü göster. Hepsini kapat, İMANINI göster.
  • Her kahkahanda Allah'a teşekkür etmiyorsan, Neden her ağladığında O'na kızıyorsun?
  • Zonklayan başım benim, kan pıhtısı, cerahat; Ona yastıkta değil, secde yerinde rahat...
  • Ağaçtan Düşen Yaprak Nasıl Kurumaya Mahkumsa; Gönülden Düşen İnsan da 'Unutulmaya Mahkumdur.
  • Kula kulluk etme ! Unutma ki sen de kulsun. Ve gerektiğinden fazla önem verme ! Yoksa, unutulursun.
  • İnsanın sevdiğini kaybetmesi, dişini kaybetmesi kadar ilginçtir. 'Acısını o an yaşar, yokluğunu ömür boyu.
  • Gökler ağlıyor, biz ağlamışız çok mu ? Bize Yobaz Diyorlar, Haberin Yok mu ?
  • Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.
  • Düşünmek şu, bu değil, öteleri düşünmek; Sizinse düşünceniz yataklarda eşinmek .
  • Gençliğine doyamadan gitti, derler. Doymak mümkün mü ki, doyup da gitsin. Doymak burada değil. Burası acıkmanın yeri.
  • Kadın Mezarlığa Girerken Başını Kapıyor, Dışarı Çıkarken Açıyor, Ölüye Karşı Kapayıp, Diriye Karşı Açmak Akıl Almaz.
  • Soruldu mu ne bilirsin diye;"Haddimi bilirim" Soruldu mu ne istersin diye; "Haddimi bilir, hakkımı isterim" demeli...
  • Ömrün ilk yarısı; İkinci yarısını beklemekle, İkinci yarısı da; İlk yarısının hasretiyle geçer.
  • Domatesçi, biberci bağırır da kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez. Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir.

—————